19 Haziran 2014 Perşembe

Psikanaliz Nedir?
Psikanaliz Nedir?

Psikanaliz ruhsallığın değişik boyut, süreç ve katmanlarını inceleyen bir bilim dalı; ruhsal soru, sorun, arayış ve bozukluklar konusunda etkili bir tedavi tekniğidir.

Psikanaliz Nasıl Doğdu?

Psikanalizin yaratılması ve yukarıdaki özelliklere sahip bir disiplin olarak kuruluşu Viyana’lı doktor Sigmund Freud tarafından gerçekleştirilmiştir. Sigmund Freud 1890’lardan 1939’daki ölümüne kadar psikanaliz üzerinde kuramsal ve teknik çalışmalarını sürdürmüştür. Bu süre boyunca psikanaliz bilimi sürekli bir evrim ve gelişme kaydetmiştir. Bu gelişim ve değişim, Freud’un ölümünden sonra onun bıraktığı bu çok değerli mirası sorumlulukla üstlenen ve Freud’un sağlam bir şekilde yerleştirdiği geleneğe sahip çıkan psikanalist kuşakları tarafından da sürdürülmüştür. Bunun sonucunda bugün bir asrı aşkın bir süredir insanlığın hizmetinde araştırmayı, yaratmayı ve sağaltmayı sürdüren ve bunları sınanmış yerleşik standartlarla gerçekleştiren bir psikanaliz disiplini vücuda gelmiştir.

Psikanaliz Tedavisi Nasıl Bir Tekniktir ve Neleri İçerir?

Psikanalist ve onun analizinden geçen kişi (analizan) haftada en az üç kez olmak üzere seans gerçekleştirirler. Seanslarda analizan divanda uzanır. Psikanalist onun görüş açısının dışında bir yerde oturur. 45 dakika süren seanslarda analizanın tüm zihninden geçenleri, bir sınırlama, sansürleme ve gizleme olmadan “serbest çağrışım” şeklinde anlatması beklenir. Bu çağrışımlar psikanalitik çalışmanın malzemesidirler. Psikanalist ve analizanı bu çağrışımlarda ortaya çıkanlar üzerine beraberce çalışırlar. Bu etkinlik en genel anlamıyla bir yorumlama çalışmasıdır.

Psikanalizin öngördüğü ruhsallık modeline göre, insan zihni bilinçli, yarı-bilinçli ve bilinçdışı katmanlardan oluşur. Ruhsal sorunların önemli bir kısmı bilinçdışında bulunan çatışmalardan kaynaklanır. Bu çatışmaların bilinçdışında tutuluyor olması, onların savunmalarla bilinçten dışarıya atılmasıdır. Analizan divanda serbest çağrışımla konuştukça, bilinçli katmandan gelen düşünce, duygu ve imgeler kadar, yarı-bilinçlilikte belirmeye başlayan belli bazı çağrışımlar da dikkat çekmeye başlar. Bunlar bilinçdışında tutulanların türevleridir.

Bu türevlerin kendilerini ifade etmesine olanak sağlayan ortam psikanalizin sürekliliği ve yoğunluğu, yani arka arkaya çok sayıda ve sık aralıklı seans yapılmasıyla oluşur. Ayrıca çalışmanın toplam süresinin uzunluğu da unutulmamalıdır. Bu süre dört-beş yıl veya daha uzun zamanlardan oluşur. Bilinçdışının kendisini ifade etmesine imkân sağlayan ortamın başka önemli özellikleri psikanalistin anonimitesi (kimliği ve kişiliğinin çok açık ortaya konmaması), nötralitesi (tarafsızlığı) ve analizanın çocuksu istek ve gereksinimlerini doyurmaması yani perhiz ilkesidir. Bu özelliklerle belirlenen analitik ortamın sağladığı alanda ruhsallığının yarı-bilinçli ve dolayısıyla bilinçdışı malzemelerini, yaptığı şeyin bütünü ile farkında olmadan, ifade etmeye başlayan analizan, psikanalistin yorumlarının yardımı ile bilinçdışında tuttuklarına (özellikle çatışmasına) ve bunun sorunlarıyla olan bağlantısına içgörü kazanır.

Psikanaliz Tedavisiyle Kazanılanlar Nelerdir?

Psikanaliz öncelikle yaşam boyunca deneyimlenen ancak bilinçdışına itilenlerin hatırlanmasını sağlar. Bunun yanında, kısmen farkında olunan ancak bütünüyle hakim olunmayan anı, düşünce ve duygulara daha fazla hakim olunmaya başlanır. Analizan bu hatırlama ve bütünsel farkındalıklarla, iç dünyasında olup bitenler arasındaki bağlantıları ve bunların yaşamındaki olaylara, ilişkilere, tekrar eden sorunlara ve içinden çıkamadığı durumlara nasıl sebep olduğunu görmeye başlar. Bu kazanıma içgörü adı verilir. İçgörünün oluşumuyla, savunmalarla bilinçdışında tutulanların bilince kazandırılması gerçekleştirilmiştir. Bu çok önemli bir değişimdir çünkü savunmalarla bilinçdışında tutulanlar ortalıkta görünmeseler de, insanın ruhsallığını ve onun güdümündeki yaşamını etkilemeye ve hatta yönetmeye devam etmektedirler.

İçgörünün kazanımı, sadece farkında olunmayanların ve bilinçsiz tekrarların fark edilmesiyle oluşmaz. Bu sadece bir başlangıçtır. Bu fark edişlerin analiz odasında, çok yönlü ve tekrarlayan şekillerde çalışılması (buna psikanaliz dilinde "derinlemesine çalışılma" denir), öncelikle düşünsel olarak öğrenilenlerin, duygusal öğrenmelere dönüşmesini, sürekli ve kendiliğinden hale gelmesini sağlar.

İçgörünün kazanımıyla birlikte insan bu bilinçsiz belirleniş ve yönetiliş halinden kurtulmaya başlar ve kendi yaşamının direksiyonuna geçer. Süreç, bu özellikleriyle, bir ruhsal özgürleşme hamlesidir. Bu özgürleşme ile kişi kendi yaşamının öznesi haline gelir. Özne oluş'a giden süreçle, daha önce yaşamıyla ve kendisiyle ilgili şeylerin çoğunu dışarıda olup bitenler üzerinden tanımlayan, sorumluları ve sebepleri hep dışarıda görmeye meyleden, bir bakıma kendisini dış dünyanın nesne'si olarak kabul eden kişi, kendi öznel sebeplerini sahiplenmeyi ve bunların sonuçlarını kabul eder. Bu artık kendi sınırlarını, zayıflıklarını ve doğasını olduğu kadar dünya üzerindeki gerçekçi gücünü ve imkanlarını da kabul ediştir. Bu değişimle insan sınırsız hayallerinin, dünya ile ilişkisindeki kaçak-göçekliğinin, bahanelerinin ve kendini kandırmalarının onu mahkum ettiği mahrumiyetlerden kurtulup, kendi imkânları ve gücü ile gerçekçi doyum ve başarılara ulaşır. Artık mahrumiyetlerden kurtulmuş ve kendi seçimlerinin sonuçlarını ve sorumluluğunu üstlenerek özgürleşmiştir.

Bir Psikanaliste Ne Zaman Başvurulmalı?

Bir psikanaliste ruhsal gelişimin daha fazla olgunluk düzeyine ulaşması için her zaman başvurulabilse de, psikanaliz özünde bir tedavi tekniğidir. Kişi, yaşamında başa çıkamadığı ruhsal zorluklarla karşılaştığı, çeşitli belirtilerden (semptomlardan) yakındığı, ilişkilerinde tekrar eden sorunlar karşısında çaresiz kaldığı, iş yaşamında ve mesleğiyle ilişkisinde doyumsuz, verimsiz ve üretimsiz hale geldiği ve yaşam içindeki yolculuğunda yönünü, hedefini ve heyecanını kaybettiği zaman psikanalizden yardım istemelidir.

Çocuklar ve Ergenler Psikanaliz Tedavisinden Faydalanabilirler mi?

Psikanaliz tedavisi çocuklar ve ergenlerin psikolojik sorunlarının giderilmesinde başarıyla kullanılmaktadır. Yaklaşık yüz senedir uygulanan çeşitli psikanalitik tedavi teknikleri ile çocuk ve ergenlerin davranış problemleri, duygusal sorunları, uyum zorlukları ve psikosomatik yakınmaları üzerinde başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Çocuk ve ergenlerdeki psikanalitik tedavi tekniklerinde oyun terapisi, sanatın kullanımı ve yüz yüze görüşme gibi, yetişkin psikanalizine göre farklılıklar içeren yaklaşımlar vardır. Psikanalizin çocuk ve ergenlerdeki başarısı şaşırtıcı değildir çünkü psikanaliz zaten yetişkinlerde de iç dünyadaki "çocuksu"yla ilişkiye geçer. Onun dilini, onun takıldığı yerdeki ıstırabını ve onun özlemlerini, kaygılarını duyar.

Kimler Psikanaliz Yapar?
Kendisi de kişisel analizden geçmiş ve gerekli eğitimi almış kişiler psikanaliz yapabilir. Derneğimiz, Türkiye Psikanaliz Çalışma Grubu Psike İstanbul olarak, üyelerine Uluslararası Psikanaliz Birliği (International Psychoanalytic Association- IPA)’ne bağlı ve onun denetiminde psikanaliz eğitimi vermektedir. Psike İstanbul üyesi analistler ve eğitimlerinde ilerlemiş analist adayları ile psikanaliz yapabilirsiniz. (IPA ile ilgili bilgi için: www.ipa-ipa.org)

16 Ağustos 2012 Perşembe

9 Ağustos 2012 Perşembe

                                                                                                                
                                 
ANIL DURMUŞ - Mutluluktan Yolculuk
Sözler :

Yolculuk var kalbimden kendime doğru yar,
kalk ordan damarlarıma dal.Beni benden seni senden çal

Nakarat

demiyorum artık yok al senin olsun mutluluk
ben almamıştım hiç benden başka bir soluk
git ardına bakma al senin yolculuk.
bende başladı artık mutluluktan yolculuk

mutluluk var gölgemde senden kalan ışıklar kadar
gel artık gölgen bana çok dar beni senle seni benle sar. 
Nakarat x 2

demiyorum artık yok al senin olsun mutluluk
ben almamıştım hiç benden başka bir soluk
git ardına bakma al senin yolculuk.
bende başladı artık mutluluktan yolculuk    

23 Temmuz 2012 Pazartesi


REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ 2011-2012 ÜNİVERSİTE TABAN VE TAVAN PUANLARI
BölümÜni.AdıFak/Y.O.Puan TürüKonTabanTavan
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAbant İzzet Baysal Üniversitesi (Bolu)Eğ.Fak.TM-347449.512485.302
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAdıyaman ÜniversitesiEğ.Fak.TM-357443.738471.857
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAdnan Menderes Üniversitesi (Aydın)Eğ.Fak.TM-331452.102508.077
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAğrı İbrahim Çeçen ÜniversitesiEğ.Fak.TM-357439.427449.480
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAhi Evran Üniversitesi (Kırşehir)Eğ.Fak.TM-367444.241469.447
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAksaray ÜniversitesiEğ.Fak.TM-347445.668460.338
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAmasya ÜniversitesiEğ.Fak.TM-347445.163464.360
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAnadalu Üniversitesi (Eskişehir)Eğ.Fak.TM-336460.859479.144
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAnkara ÜniversitesiEğ.Bil.Fak.TM-367468.212501.812
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkAtatürk Üniversitesi (Erzurum)Kazım Karabekir Eğ.Fak.TM-357445.804484.476
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkBaşkent Üniversitesi (Ankara)Eğ.Fak.TM-332366.089421.956
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkBoğaziçi Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-367487.225508.922
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkCumhuriyet Üniversitesi (Sivas)Eğ.Fak.TM-348443.594488.564
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiEğ.Fak.TM-336451.165464.187
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkÇukurova Üniversitesi (Adana)Eğ.Fak.TM-357457.035489.205
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkDokuz Eylül Üniversitesi (İzmir)Buca Eğ.Fak.TM-367462.661491.815
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkEge Üniversitesi (İzmir)Eğ.Fak.TM-367461.433505.830
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkErciyes Üniversitesi (Kayseri)Eğ.Fak.TM-357453.247495.316
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkEskişehir Osmangazi ÜniversitesiEğ.Fak.TM-347455.904464.535
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkGazi Üniversitesi (Ankara)Gazi Eğ.Fak.TM-362464.737491.921
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkGaziantep ÜniversitesiGaziantep Eğ.Fak.TM-336452.791491.832
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkGaziosmanpaşa Üniversitesi (Tokat)Eğ.Fak.TM-352442.244466.604
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkGiresun ÜniversitesiEğ.Fak.TM-372442.327459.321
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkHacettepe Üniversitesi (Ankara)Eğ.Fak.TM-362480.347520.213
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlıkİnönü Üniversitesi (Malatya)Eğ.Fak.TM-367449.652511.203
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlıkİstanbul Aydın ÜniversitesiEğ.Fak.TM-320374.582403.890
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlıkİstanbul ÜniversitesiHasan Ali Yücel Eğ.Fak.TM-352468.862502.567
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkKafkas Üniversitesi (Kars)Eğ.Fak.TM-352439.748455.022
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkKaradeniz Teknik Üniversitesi (Trabzon)Fatih Eğ.Fak.TM-367448.058486.348
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkKocaeli ÜniversitesiEğ.Fak.TM-347455.145472.241
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkMarmara ÜniversitesiAtatürk Eğ.Fak.TM-388463.293488.502
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkMehmet Akif Ersoy Üniversitesi (Burdur)Eğ.Fak.TM-347445.740461.042
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkMersin ÜniversitesiEğ.Fak.TM-347452.493503.158
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkMevlana Üniversitesi (Konya)Eğ.Fak.TM-348388.393419.281
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkMuğla ÜniversitesiEğ.Fak.TM-341449.658458.767
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkOndokuz Mayıs Üniversitesi (Samsun)Eğ.Fak.TM-357453.427484.635
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkPamukkale Üniversitesi (Denizli)Eğ.Fak.TM-388450.161501.503
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkSakarya Üniversitesi kaynakEğ.Fak.TM-367448.743459.487
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkSelçuk Üniversitesi (Konya)Ahmet Keleşoğlu Eğ.Fak.TM-372455.024484.226
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkTürk hava kurumu Üniversitesi (Ankara)Eğ.Fak.TM-345326.871410.014
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkUludağ Üniversitesi (Bursa)Eğ.Fak.TM-352458.701477.888
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkYeditepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-340340.936448.351
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkYıldız Teknik ÜniversitesiEğ.Fak.TM-352460.413486.655
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkZirve Üniversitesi (Antep)Eğ.Fak.TM-340350.872385.311
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkDoğu Akdeniz Üniversitesi (Kktc-Gazimağusa)Eğ.Fak.TM-398308.079408.053
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkGirne amerikan Üniversitesi (Kktc-Girne)Eğ.Fak.TM-360286.384392.935
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkLefke Avrupa Üniversitesi (Kktc-Lefke)Dr. Fazıl Küçük Eğ.Fak.TM-350300.959396.204
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkUluslar arası Kıbrıs Üniversitesi (Lefkoşe)Eğ.Fak.TM-370273.885399.459
Rehberlik ve Psikolojik DanışmanlıkYakın Doğu Üniversitesi (Kktc-Lefkoşe)Atatürk Eğ.Fak.TM-3100270.801366.716
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%25 Burslu)Başkent Üniversitesi (Ankara)Eğ.Fak.TM-34425.156439.025
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%25 Burslu)İstanbul Aydın ÜniversitesiEğ.Fak.TM-320366.217406.866
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%25 Burslu)Mevlana Üniversitesi (Konya)Eğ.Fak.TM-316419.395439.103
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%25 Burslu)Odtü Kuzey Kıbrıs Kam.(Güzelyurt)TM-320268.102321.674
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%25 Burslu)Zirve Üniversitesi (Antep)Eğ.Fak.TM-326385.322432.759
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%25 Burslu)Doğu Akdeniz Üniversitesi (Kktc-Gazimağusa)Eğ.Fak.TM-310381.405404.684
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)İstanbul Aydın ÜniversitesiEğ.Fak.TM-323410.134451.918
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Mevlana Üniversitesi (Konya)Eğ.Fak.TM-38442.084449.472
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Odtü Kuzey Kıbrıs Kam.(Güzelyurt)TM-325328.635408.446
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Yeditepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-323425.319459.366
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Zirve Üniversitesi (Antep)Eğ.Fak.TM-36434.305452.718
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Doğu Akdeniz Üniversitesi (Kktc-Gazimağusa)Eğ.Fak.TM-35410.483434.551
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Girne amerikan Üniversitesi (Kktc-Girne)Eğ.Fak.TM-350342.651403.271
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (%50 Burslu)Uluslar arası Kıbrıs Üniversitesi (Lefkoşe)Eğ.Fak.TM-320367.295413.185
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-325338.685413.268
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-350307.655365.683
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce) (%25 Burslu)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-35368.465396.096
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce) (%50 Burslu)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-320417.298446.493
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce) (%50 Burslu)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-36398.898406.940
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce) (Tam Burslu)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-34479.675500.878
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İngilizce) (Tam Burslu)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-35455.296459.502
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Adıyaman ÜniversitesiEğ.Fak.TM-357439.975447.304
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Aksaray ÜniversitesiEğ.Fak.TM-347443.008447.676
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Atatürk Üniversitesi (Erzurum)Kazım Karabekir Eğ.Fak.TM-357440.665451.307
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Çukurova Üniversitesi (Adana)Eğ.Fak.TM-357447.356457.729
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Erciyes Üniversitesi (Kayseri)Eğ.Fak.TM-357443.330486.033
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Gaziosmanpaşa Üniversitesi (Tokat)Eğ.Fak.TM-352440.545450.753
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Giresun ÜniversitesiEğ.Fak.TM-372439.738447.095
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)İnönü Üniversitesi (Malatya)Eğ.Fak.TM-367441.271451.523
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Karadeniz Teknik Üniversitesi (Trabzon)Fatih Eğ.Fak.TM-367442.065452.899
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Muğla ÜniversitesiEğ.Fak.TM-341445.684451.164
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Ondokuz Mayıs Üniversitesi (Samsun)Eğ.Fak.TM-357442.582453.980
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Pamukkale Üniversitesi (Denizli)Eğ.Fak.TM-388443.642452.165
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Sakarya ÜniversitesiEğ.Fak.TM-367443.636453.507
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Selçuk Üniversitesi (Konya)Ahmet Keleşoğlu Eğ.Fak.TM-372445.721459.303
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ)Uludağ Üniversitesi (Bursa)Eğ.Fak.TM-352450.788457.848
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (KKTC Vatandaşları)Odtü Kuzey Kıbrıs Kam.(Güzelyurt)TM-35232.027232.027
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Başkent Üniversitesi (Ankara)Eğ.Fak.TM-34453.529464.280
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)İstanbul Aydın ÜniversitesiEğ.Fak.TM-37455.926459.764
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Mevlana Üniversitesi (Konya)Eğ.Fak.TM-38456.398512.595
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Odtü Kuzey Kıbrıs Kam.(Güzelyurt)TM-310435.867447.125
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Türk hava kurumu Üniversitesi (Ankara)Eğ.Fak.TM-35449.041455.524
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Yeditepe Üniversitesi (İstanbul)Eğ.Fak.TM-37460.805479.120
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Zirve Üniversitesi (Antep)Eğ.Fak.TM-38461.047519.339
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Doğu Akdeniz Üniversitesi (Kktc-Gazimağusa)Eğ.Fak.TM-32438.722439.286
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Girne amerikan Üniversitesi (Kktc-Girne)Eğ.Fak.TM-310418.961437.997
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Uluslar arası Kıbrıs Üniversitesi (Lefkoşe)Eğ.Fak.TM-35429.178436.211
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Tam Burslu)Yakın Doğu Üniversitesi (Kktc-Lefkoşe)Atatürk Eğ.Fak.TM-310434.632442.174

30 Mayıs 2012 Çarşamba


BİRAZ DA GÜLELİM... :)



ERİKSON'UN GELİŞİM EVRELERİ

ERİKSON’UN İNSANIN SEKİZ EVRESİ KURAMI 
Erik Erikson(1902-1994 ), ego psikolojisinin en önde gelen kişileri arasında yer almaktadır.Erikson,Freud’un psikoseksüel gelişim olarak tanımladığı ve cinsel gelişmeyi temel alarak hazırladığı gelişimi,psikososyal kuram adı altında yeniden incelemiş,bu gelişimi “İNSANIN 8 EVRESİ” adı altında 8 evre halinde ele almıştır.Her evrede benliğin karşılaştığı bir olumlu benlik,bir de bunun karşıtını belirtmiştir.Temel güven ve bunun karşıtı olan temel güvensizlik gibi.
Aşağıda Erikson’un bu kuramı özetlenmiştir.

1.GÜVEN YADA GÜVENSİZLİK(0-1 YAŞ)Bu dönem,Freud’un oral döneminin karşılığıdır.Çocuğun bu dönemde ilişki kurduğu en önemli kişi anne veya anne yerine geçen kişidir.Anne-çocuk ilişkisinde süreklilik,tutarlılık ve aynılık sağlanabilirse;çocuk,annesinin kendisini hep seveceğinden,isteyeceğinden ve terk etmeyeceğinden emin olma duygusu geliştirebilirse,çocukta temel güven duygusunun çekirdeği oluşur.Bebekteki sosyal güvenin ilk belirtisi,bebeğin beslenmesinin rahat ve tabii hale gelmesi,uykusunun derinleşmesi,bağırsaklarının rahatlamasıdır.
Bu dönemin tehlikesi,temel güven duygusunun sağlıksız gelişmesidir
Erikson’a göre,en sağlıklı şekilde yetişmiş çocuklarda bile geçmişte bir zamanlar ana kucağında yaşanmış güzel bir cenneti yitirmiş olma duygusu ile bu cennete karşı bir özlem kalıntısı vardır.Bu cenneti yeniden bulma gereksinimi,Tanrıya inançta simgelenmiştir.Din, Erikson’a göre,insanda temel güveni sağlar.

2. ÖZERKLİK(OTONOMİ) YADA UTANÇ VE KARARSIZLIK(2-3 YAŞ).Bu dönem,Freud’un anal döneminin karşılığıdır.Çocukta bu evrede birbirine karşıt eş-anlı iki eğilim arasında bir seçim yapabilme yetisi gelişmektedir.Örneğin;çocuk önce annesine sarılır,sonra onu iter.Eline geçirebildiği şeyleri yakalar,sonra atar.Kakasını inatla tutabilir yada bunları öfkeyle fırlatırcasına bırakabilir.Bu,yeni bir durumdur.Yapma yada yapmama,isteme yada istememe gibi.İşte özerklik duygusu birbirine zıt istek ve eğilimler arasında bir seçim yapabilme gücüdür.Çocuk içinde bulunduğu toplumun beklentilerine göre bazı şeyleri yapmayı örn;kakasını,çişini uygun zaman ve yerde bırakmak üzere tutabilmeyi öğrenirken,ağır utandırmalar ve cezalarla karşılaşırsa,utanç ve seçim yapabilme ve irade yetilerinin gelişimi kösteklenebilir.
Bu dönemin tehlikesi,utanç ve kuşkuculuk duygularının aşırı gelişmesidir
.
3. GİRİŞİM YADA SUÇLULUK(3-5 YAŞ).Bu dönem,Freud’un fallik döneminin karşılığıdır.İlk iki dönemde çocukta güven ve özerklik duygularının temeli atılmıştı.Bu dönemde ise,çevreyi keşfetme ve ona egemen olma amacıyla girişim duygusunun temelleri atılmaktadır.Çevrenin tutumu çok önemlidir.Çevre tutumları hep baskılı,engelleyici,suçlayıcı olduğu sürece çocukta merak etme,yarışmadan hoşlanma,amaçta ısrar etme,başarmaktan zevk alma duyguları sağlıklı gelişemez.Gene bu dönemde çocuğun motor gelişmesi hızla olgunlaşırken,cinsel organlara yönelik ilgileri de artmıştır.Bu merak onu mastürbasyona,çocuklar arası cinsel oyunlara,büyüklerin cinsel yaşantısına aşırı ilgiye götürebilir.Bu dönemde aşırı korkutma,suçlandırma,ceza çocuğun ileriki yaşamında cinsel sorunlar yaşamasına yol açabilir.
Bu dönem,analitik kuramda Oedipus Kompleksi olarak bilinen dönemdir.
Bu dönemde çocuk,ana yada baba ile özdeşim yaparak çocuk benliğini geliştirir,üst benlik oluşmaya başlar.
Bu dönemin tehlikesi,aşırı suçluluk duygusunun gelişmesidir.

4. ÇALIŞKANLIK YADA AŞAĞILIK DUYGUSU(6-11 YAŞ).Bu dönem,Freud’un gizil(latent) döneminin karşılığıdır.Çocuk,bu dönemde tek başına bir şeyler yapamayacağını sezerek başkaları ile işbirliği kurmaktan ve birlikte çalışmaktan haz almaya başlamıştır.Bu yaş grubunun dünyasına artık araç gereçler girmeye başlar,(çekiçle çivi çakmak,oyuncak yada bebekleri kırıp yeniden yapmak vs.).Çocuk,artık ortaya çıkardığı şeylerle başkaları tarafından tanınmak ister.Başarılarından gurur ve zevk alma duygusu gelişmiştir.
Bu dönemin tehlikesi,çocukta aşağılık duygusu ve yetersizliğin gelişmesidir.

5. EGO KİMLİĞİ YADA ROL KARMAŞASI(11-20 YAŞADOLESAN DÖNEMİ).Bu dönem,çocukluk ve yetişkinlik arasında bir geçiş dönemidir.Kişinin toplumsal yerini,mesleksel konumunu ve cinsel kimliğini tanımaya,yerine oturtmaya çalıştığı bir dönemdir.İşte bu çabaya kimlik bunalımı denir.Kimlik bunalımı ile kimlik karmaşasını birbirinden ayırt etmek gerekir.Kimlik bunalımı her gencin kendi kimlik duygusunu kazanabilmesi için bilinçli yada bilinçdışı olarak verdiği bir savaşımdır ve doğal bir süreçtir.Kimlik karmaşası ise,bu bunalımın ağırlaşması;geçici de olsa uyumun oldukça ağır biçimde bozulmasıdır.Kimlik karmaşası,ruhsal çökkünlük,aşırı taşkınlık,antisosyal davranışlar vs.ile ortaya çıkabilir.Danışma ve tedavi olumlu sonuçlar verebilir.Kimilerindeyse bu durum,yıllarca sürebilir.


6. YAKIN İLİŞKİLER YADA SOYUTLANMA(GENÇ YETİŞKİNLİK DÖNEMİ).Bir önceki dönemde kimlik duygusunu yerleştiren genç,bu dönemde kendi kimliğini bir başkası yada başkalarının kimliği ile birleştirebilmeye hazırdır.Bu yakın ilişkiler kurma evresidir.Burada yakınlaşmadan,bireyin somut birleşmelere,eşleşmelere kendini bırakabilmesi,özveri yada ödünlerde bulunabilmesi anlaşılmalıdır.Kimlik bocalamasından henüz çıkamamış kişiler için bu dönemin tehlikesi yalnızlık duygusudur.

7. ÜRETKENLİK YADA KISIRLIK (YETİŞKİNLİK DÖNEMİ).Bu dönemde üreticilik deyince yeni bir kuşağı oluşturmak ve ona rehberlik etmek anlaşılır.Benliğin en önemli işlevi üretme,yaratma ve üretilen,yaratılan şeylere sevgi ile bağlanmadır,(çocuklar,sanat,bilim alanındaki yapıtlar vs.).
Bu dönemin tehlikesi,kısırlık,verimsizlik,durağanlık ve benliğin yoksullaşmasıdır.

8. EGO BÜTÜNLEŞİMİ YADA UMUTSUZLUK.Benlik bütünlüğü,olumlu olumsuz,acı tatlı yönleri ile bir bütün yaşamın olduğu gibi kabullenişidir,geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır.kişi,sonucu belli olan gelecekten yani ölümden korkmaz.Benlik bütünlüğü duygusundan yoksun olan kişi,yaşamını yeni baştan yaşama özlemi duyar ve ölümden korkar.Eğer daha önceki evreler sağlıklı yaşanmışsa,kişi yaşlılığı ve ölümü de yaşamın doğal bir parçası olarak görür ve huzurludur.
Bu dönemin tehlikesi,umut yitimi ve ölüm korkusudur.

Erikson’ a göre,her gelişen dönem kendisinden sonra gelen döneme bir zemin hazırlar ve daha sonra gelen dönem önceki dönemlerden etkilenir.Yani daha önceki dönemler sağlıklı gelişmiş yada gelişmemişse,bundan sonraki dönemlerin gelişimi de bundan büyük ölçüde etkilenecektir
 

22 Mayıs 2012 Salı

  

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA





Yunus BAYAR
Yasin BIYIKLIOĞLU
Hüseyin Buğra KARAMAN
Mesut SARI
Uğur ŞEKER[1]






Özet
            Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıklarına yönelik tutumları ve bu tutumları etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmaya Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi; Sınıf Öğretmenliği, Bilgisayar Öğretmenliği, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, İlköğretim Matematik Öğretmenliği ve Resim Öğretmenliği lisans programlarında eğitim gören 25’i kız, 25’i erkek olmak üzere 50 öğrenci dâhil edilmiştir.
            Araştırmada öğrencilerin çok sık kitap okumadığı, sıklıkla kitap okunan vakitlerin kişiden kişiye değiştiği görülmüştür. Bunun yanında düşündürücü kitapların eğlendiren kitaplara göre daha çok tercih edildiği, yabancı yazarların yerli yazarlara göre daha çok okunduğu, okunan kitapların genellikle kütüphanelerden temin edildiği, kitap okumadaki amacın çoğunlukla “kendini geliştirme” olduğu sonuçlarına varılmıştır.





Anahtar Kelimeler: Kitap, Kitap okuma, AİBÜ, Okuma alışkanlığı







Giriş
            Bilgi sahibi olmak, çağımızda hayati önem arz etmektedir. Bilgi, geniş birikimlerin sermayesi olma konumuna gelmiş ve bireyler bilgi edinebilmek adına uğraşlar vermeye başlamıştır. Çeşitli yöntemler olsa da bilgi edinebilmenin en temel yolu okumaktır. Bilgi sahibi olmak, insanlar arasında bir rekabete dönüştüğü için okuma faaliyetlerinin önemi günbegün artmaktadır.
            İnsanı araştırmaya ve birtakım gerçeklerin farkına varmaya iten güç, ondaki merak duygusudur ve bu merak duygusunun tatmin edilmesinde gerekli olan temel unsur okumaktır. Okumak aynı zamanda insanın içinde yaşadığı zamana ve çevreye yabancılaşmaması için yapılması gereken temel bir faaliyettir (Yılmaz ve Benli, 2010).
            Bahsedildiği üzere bilgi edinebilmek için okumak gerekir; fakat okuma faaliyeti bir alışkanlığa dönüştürülmediği sürece bilgi edinmede yetersiz kalacaktır.  Kitap okuma alışkanlığı kazanabilmek ise günümüzde başlı başına bir sorun haline gelmiştir. Çeşitli sebeplerden dolayı insanlar okuma faaliyetlerine gerekli ehemmiyeti vermemekte ve dolayısıyla bilgi edinebilme süreçleri de aksamaktadır. Bu engelleyici faktörlere ilişkin bilgiler de bu çalışmada verilecektir.
            “Toplumsal gelişimi önemli ölçüde etkileyen okuma alışkanlığı bireylerde küçük yaşlarda kazanılmaya başlanan bir davranıştır” (Çakmak ve Yılmaz, 2009; s.492). Erken yaşlarda okuma alışkanlığının kazanılabilmesi için bireyin çevresinin ve ailesinin üzerine düşen bir takım sorumluluklar mevcuttur. Özellikle ailenin ve okulun bireyi okumaya sevk etmesi gerekir. Bu sebeple ailenin okuma alışkanlığının gerekliliği hakkında bilinçli olması gerekir.
            Ailenin yanında okula ve öğretmenlere de büyük görevler düşmektedir. Öğretmenler okuma alışkanlığı kazanmak konusunda öğrencilerini, hatta aileleri bilinçlendirmelidir. Çocuk büyük oranda öğretmenini model aldığı için öncelikle öğretmenlerin okuma alışkanlığını kazanması gerekir. Bunun sağlanabilmesi içinde eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına bu olgunun kazandırılması gerekir. Bunun için öncelikle eğitim fakültesi öğrencilerini kitap okumaya sevk eden veya onları kitap okumaktan alıkoyan faktörlerin belirlenmesi gerekir.
            Şüphesiz öğretmenin sadece öğrencilerine aktaracaklarını bilmesi yeterli değildir. Öğretmen, dersini verimli kılabilmek adına genel kültür yelpazesini geniş tutmalı ve bunun için de çokça okumalıdır.
  Küçük yaşlardaki çocuklar öncelikle ebeveyn ve öğretmen, daha genel olarak aile büyükleri, yakınları ve kütüphaneciler gibi yaşam alanlarının içinde olan kişileri kendilerine örnek alırlar. Bu nedenle okuyan ve okumaya teşvik eden ebeveynin, öğretmenlerin, kütüphanecilerin ve çocuğun çevresinde bulunan diğer kişilerin, okuma alışkanlığı yüksek bir toplum yaratmada önemli rolleri bulunmaktadır. Dolayısıyla okumayan bir ailenin ya da öğretmenin çocuklara okumaları konusunda telkinde bulunması inandırıcı olmayacaktır (Odabaş H., Odabaş Z. ve Polat, 2008; s.436).

Sonuç olarak öğretmenler öğrencilerine okuma alışkanlığı kazandırmak istiyorsa öncelikle kendisi okumalıdır ve eğitim fakültesinde geçirdiği zaman zarfı bu alışkanlığın oluşabilmesinde çok önemlidir. Bu çalışmada eğitim fakültesi öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıkları ve buna ilişkin çeşitli etkenlerin üzerinde durulacaktır.
           


Amaç
            Bu çalışma, AİBÜ Eğitim Fakültesi’nde lisans programını sürdüren öğretmen adaylarının okuma alışkanlıklarını bazı değişkenler açısından incelemeyi amaç edinmiştir. Adayların ne sıklıkla kitap okuduğu, onları kitap okumaya sevk eden veya onları kitap okumaktan alıkoyan faktörlerin neler olduğu üzerinde durulmuştur. Kitap okuma alışkanlığı kazanma veya kazanamama süreçlerinde ailenin, çevrenin ve okulun etkilerinin neler olduğu saptanmaya çalışılmıştır.
           
Yöntem
Bahsi geçen unsurların belirlenebilmesi için anket yöntemi kullanılmış olup, yarısı erkek yarısı kız olmak üzere 50 öğrenci anket uygulamasına dâhil edilmiştir. Katılımcıların tamamı Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde lisans programını sürdürmekte olup bunlardan 12’si Sınıf Öğretmenliği, 9’u Bilgisayar Öğretmenliği, 7’si İlköğretim Matematik Öğretmenliği, 7’si Türkçe Öğretmenliği, 6’sı Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, 5’i Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Eğitimi Bölümü ve 4’ü de Resim-İş Öğretmenliği Bölümü’nde eğitim görmektedir. Katılımcılara opsiyonel cevaplama imkânı da bulunan sıralamalı ve çoktan seçmeli 18 soru yöneltilmiştir.


Bulgular
            Bu çalışmada kullanılan anket yöntemi sonucunda bazı bulgulara ulaşılmıştır.

-Kitap Okuma Sıklığı
Bu araştırmanın sonucuna göre Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerinin %48’i haftada birkaç gün, %28’i her gün, %20’si ayda birkaç gün okumakta; %4’ü hiç kitap okumamaktadır. Öğrencilerin %48’i günde yarım saat-bir buçuk saat, %10’u bir buçuk-iki buçuk saat, %4’ü iki buçuk saat ve üzeri kitap okumaktayken; %38’i yarım saat okumakta veya hiç okumamaktadır. %34’ü yılda 6-10 kitap, %32’si 11-20 kitap, %24’ü 1-5 kitap, %10’u 20 ve üzeri kitap okumaktadır.
           
-Kitap Tercihleri
Öğrencilerin %40’ı düşündürücü tarzda kitapları tercih ederken, %32’si eğlendirici, %26’sı bilgi verici, %18’i de kişisel gelişim tarzında kitapları tercih etmektedir.%44’ü yabancı yazarları okurken, %34’ü yerli yazarları, %16’ı popüler yazarları ve diğer %16’lık dilim de dünya görüşüne uygun yazarları okumaktadır.
           
-Kitap Seçiminde Etkili Faktörler ve Kitaplara Ayrılan Bütçe
Katılımcıların %32’si bir kitabı seçiminde arkadaş tavsiyesine güvenirken, %30’u kitabın ismine göre, %30’u kitabın popülerliğine göre, %20’si kitabın kapağına göre,%8’i de kitabı seçerken kitabın kalınlığına dikkat etmektedir.%48’i seçtiği kitapları kütüphaneden, %42’si satın alarak, %24’ü arkadaşından alarak, %2’si diğer yollardan kitapları temin etmektedir. Öğrencilerin %56’sı nadiren kitap satın alırken, %44’ü ayda bir, %6’sı haftada bir kitap almaktadır.%4’ü ise hiç kitap almamaktadır.Katılımcıların %46’sı ayılık harçlığının %10-20’sini kitaba ayırırken, %4’ü 20-40’ı arasını ayırırken, %40’ı kitaba aylık harçlığından hiç para ayırmamaktadır.
           
-Kitap Okumaya Sevk Eden ve Okumaktan Alıkoyan Faktörler
Öğrencilerin %50’si kendini geliştirmek için kitap okurken,%40’ı sevdiği için,  %10’u bilgi edinmek için kitap okumaktadır.%6’sı da diğer sebeplerden dolayı kitap okumaktadır. Katılımcıların %52’si kitap okumama konusunda zamansızlıktan yakınırken, %22’si isteksizlik, %12’si kitap fiyatları, %12’si okumaya uygun ortamın olmayışı, %6’ı da diğer nedenlerden ötürü kitap okuyamamaktadır.
           
-Kitap Okumada Ailenin Etkisi
Katılımcıların %48’i ilk ve orta öğretim yıllarında anne ve babasını hiçbir zaman kitap okurken görmemiştir. %22’si nadiren, %20’si ara sıra, %10’u da sıklıkla anne ve babasını kitap okurken görmüştür.
           
-Okunan Kitapların Değerlendirilme Biçimi
Katılımcıların %72’si kitapları okuduktan sonra saklama yoluna giderken, %24’ü arkadaşları ile paylaşmaktadır. %6’lık dilim diğer yolları tercih ederken kalan %2 ise okuduğu kitabı çöpe atmaktadır. Katılımcılardan %64’ünün evinde kitaplığı bulunmaktayken kalan kısmın evinde bir kitaplığı yoktur.
           
-Kitap Okumaya Tercih Edilen Aktiviteler ve Materyaller
Katılımcıların %56’sı kitap okumak yerine internetle meşgul olmayı, %46’sı gezmeyi, %26’sı televizyon izlemeyi ve %14’ü de ders çalışmayı tercih etmektedir.
            Ankete katılanların %46’sı kitaplar dışında gazete okumayı, %20’si dergi, %14’ü sanal yazıları okumayı tercih etmektedir. Kalan %34’lük kesim ise bu yazıların hepsini okumayı tercih etmektedir.
           
-Üniversitenin Etkisi
Öğrencilerin %50’si üniversiteye başladıktan sonra okuma alışkanlığında artma olduğunu söylerken, %22’si daha az okumaya başladığını söylemiştir. %12’si okuduğu türler ve yazarlarda değişiklik olduğunu, %16’sı ise okuduğu tür ve yazarlarda üniversiteye başlamasının hiçbir etkisinin olmadığını söylemektedir.

-Okunan Türler
           Tablo 1’de türlerin katılımcılar tarafından tercih edilme sıralaması verilmiştir. Buna göre roman, türler arasında en çok tercih edilen tür olmakla beraber romanı hikaye türü takip etmektedir. Ayrıntılı veriler Tablo 1’de verilmiştir.

(Tablo 1): Tercih edilen türlerin sıralaması
Soru -5-
1. Tercih
2. Tercih
3. Tercih
4. Tercih
5. Tercih
6. Tercih(Opsiyonel)
Roman
38
8
3
1
0
0
Şiir
5
11
13
6
15
0
Hikaye
1
21
17
9
2
0
Deneme-Makale
3
7
6
17
17
1
Biyografi
2
4
11
17
16
0
Diğer
1
0
0
0
0
0




Sonuç ve Öneriler
            Eğitim fakültesi öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıkları üzerine yapılan bu araştırmada şu sonuçlara ulaşılmıştır:
            Haftanın her günü kitap okuyan öğrenciler %28 oranında ve eğitim fakültesinde okuyan öğrencinin sahip olması gereken profil açısından bakıldığında düşük bir oran. %48’lik gibi büyük bir kesim ise haftanın bazı günleri okumakta ve bu da okuma olayını sistemleştirmediklerini göstermektedir. Oysa geleceğin öğretmenleri, öğrencilerine faydalı olabilmek için çokça okumalı ve bunu düzenli bir şekilde gerçekleştirmelidir.
            Katılımcıların %48’i düşündürücü tarzda, %32’si ise eğlendirici tarzda kitapları tercih etmekte ve bu da okurların belli tarzlara odaklandıklarını, okunması gereken tarzlar arasında dengeyi sağlayamadıklarını göstermektedir. Ayrıca kişisel gelişim kitaplarına verilen önemin de tercih edilme oranına bakarak az olduğu söylenebilir. Kişisel gelişim özellikle bir öğretmen adayı için çok önemli olduğundan, okunması teşvik edilerek bu oran yükseltilmelidir.
            Şüphesiz kitap okuma oranlarının düşük olmasında kitap fiyatlarının da etkisi büyük. Araştırmada, katılımcıların %12’sinin kitap fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kitap okumadığı sonucuna varılmıştır. Oysa kitap okumaya engel faktörler arasında maddi nedenlerin olmaması, gerekirse öğrenciler ve kitaplar arasındaki bu maddi engellerin devlet eliyle kaldırılması gerekmektedir. Kitabı satın alacak imkânı olmayan okurlar için kütüphanelerin yeterli zenginlikte olması şarttır. Kütüphanelerin geliştirilmesi ve çoğaltılması hususlarında ise yine devlete büyük işler düşmektedir.
            Kitap fiyatlarının öğrenci bütçesine el verişli olmayışı, öğrencileri kütüphanelere yöneltmiştir. Bu yönelme okul tarafından desteklenmeli ve öğretmenler öğrencileri kütüphanede vakit geçirmeye yöneltecek aktivitelere yer vermelidir (Ekici, Belli ve Gürbüz, 2009).
            Zamansızlık da öğrencilerin kitap okumasına engel olarak belirttiği önemli bir faktör. Aslında ülkemizin geneline bakıldığında okumamanın nedeni zamansızlık olarak belirtilir ama zamansızlığın çok da ciddi bir engel olmadığı artık herkes tarafından bilinmektedir. Zira insan okumak istediğinde gün içinde uğraştığı ve okumaktan daha az katkıda bulunan faaliyetlerden feragat ederek okumaya pekâlâ zaman bulabilir.
            Araştırmadan çıkan diğer çarpıcı bir sonuç ise öğrencilerin %48 gibi büyük bir çoğunluğunun ilk ve orta öğretim döneminde ailesini kitap okurken hiç görmemiş olmasıdır. Bu durum çocuğun aile tarafından okumaya teşvik edilmediğini ve dolayısıyla okuma alışkanlığını küçük yaşlarda kazanamadığını bize göstermektedir. Yani aile, çocuğunun okuma alışkanlığı kazanması yolunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemektedir.
            Bu kapsamda öğrencilerin ödül vasıtasıyla okumaya sevk edilmesi, üniversitelerin okuma alışkanlığı konusunda yaptığı bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması ve öğrencilerin sadece ders kitaplarına odaklanmasını engellemek, onları diğer materyallere yöneltmek gibi öneriler söz konusu olabilir (Batur, Gülveren ve Bek, 2010).
Görüldüğü üzere okuma alışkanlığının olmayışı birçok nedene bağlanmaktadır fakat bütün nedenlerin altındaki asıl neden bilinçsizliktir. Kitap okumak çoğunlukla gereksiz görülmekte ve katkıları göz ardı edilmektedir. Yapılacak şey öğrencinin, ailesinin ve öğretmenlerinin okumak hakkında yeterli bilince sahip olmasını sağlamaktır. Kitap okumaya tercih edilen ve hiçbir katkısı olmayan bazı etkenler (örn: tv) kısıtlanmalı ve birey okumaya yöneltilmelidir. Kitap okuyan ve düşünen bir genç nesil oluştuğunda toplumun geleceği daha parlak olacak ve refah seviyesi yükselecektir. Ama söylendiği gibi bütün bunların olabilmesi için kitap okumaya gerekli önemin verilmesi ve bireyler -öğrenci veya öğretmen- kitap okumaya teşvik edilmelidir.
            

KAYNAKÇA
Batur, Z.,Gülveren, H. ve Bek, H. (2010). Öğretmen adaylarının okuma alışkanlıkları üzerine    bir araştırma: Uşak Eğitim Fakültesi örneği. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,            3(1), 32-49.

Çakmak, T. ve Yılmaz, B. (2009). Okul öncesi dönem çocuklarının okuma alışkanlığına
            hazırlıkdurumları üzerine bir araştırma: Hacettepe Üniversitesi Beytepe Anaokulu
örneği. Türk Kütüphaneciliği, 23(3), 489-509.   

Ekici, S., Belli, E. ve Gürbüz, A. (2009). Muğla Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin kitap okumaya ilişkin görüşleri üzerine bir araştırma. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 6(2), 132-147.    

Kuş, Z. ve Türkyılmaz, M. (2010). Sosyal Bilgiler ve Türkçe öğretmeni adaylarının okuma durumları: (ilgi, alışkanlık ve okuma stratejilerini kullanım düzeyleri). Türk Kütüphaneciliği, 24(1), 11-32.

Odabaş, H., Odabaş, Y.Z. ve Polat, C. (2008). Üniversite öğrencilerinin okuma alışkanlığı: Ankara Üniversitesi örneği. Bilgi Dünyası, 9(2), 431-465.

Yılmaz, M. ve Benli, N. (2010). Sınıf öğretmeni adaylarının okuma alışkanlığına yönelik     
            tutumlarının bazı değişkenlere göre incelenmesi. Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi,
            12(1), 281-291.



[1] Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı 1. Sınıf Öğrencileri